İşte öge eksikliği konusu:
Öge Eksikliği
Bir cümle kurarken, özne, nesne, dolaylı tümleç ya da zarf tümleci gibi ögelerin tamamının kullanılması zorunlu değil ancak kullanılmadığında anlam karışıklığına neden olabilecek ögelerin olması gerekir.
Özellikle sıralı ya da bağlı cümlelerde ihtiyaç duyulan bir ögenin yazılmaması anlatım bozukluğuna neden olur.
Bu bozukluklarda genellikle ilk cümlede bulunan bir öge ikinci cümlede olduğu gibi kullanılmaz. Kendi içinde biçimsel bazı değişikliğe uğraması gerekir.
Örneğin “Annesine güveniyor ve çok seviyor.” cümlesinde “ve” bağlacından önceki “annesine” yer tamlayıcısı, ikinci cümlenin anlamını karşılamıyor. “Annesine çok seviyor.” ifadesi yanlış bir ifadedir. Aslında aynı kişiden bahsediliyor ancak ikinci cümlenin ihtiyaç duyduğu nesnedir. O yüzden bu bağlaçtan hemen sonra “onu” nesnesinin gelmesi gerekir.
Açıklamalı Örnekler
Örnek: Elindeki kitaba göz gezdirdi ve okudu.
Açıklama: İki ayrı cümle “ve” bağlacıyla ayrılmış. Burada “kitap” sözcüğü ilk cümlede dolaylı tümleçtir ancak ikinci cümlede nesne olarak kullanılması gerekiyor. O yüzden bağlaçtan hemen sonra “kitabı” ya da “onu” nesnesi gelmeli.
Düzeltme: Elindeki kitaba göz gezdirdi ve onu okudu.
Örnek: Önce kitabı aldı, sonra uzun uzun baktı.
Açıklama: “Kitabı uzun uzun baktı”, ifadesi yanlış olacağı için “uzun uzun” ikilemesinden hemen önce “kitaba” dolaylı tümlecinin gelmesi gerekir.
Düzeltme: Önce kitabı aldı, sonra kitaba uzun uzun baktı.
Örnek: Yarayı temizledi, sonra merhem sürdü.
Açıklama: Yer tamlayıcısı eksikliği vardır. “merhem” sözcüğünden önce “yaraya” sözcüğü gelmeli.
Düzeltme: Yarayı temizledi, sonra yaraya merhem sürdü.
Örnek: Partide pasta ve kola içtik.
Açıklama: Yüklem eksikliği var, pasta içilmez; “ve” bağlacından önce “yedik” sözcüğü gelmeli.
Düzeltme: Partide pasta yedik ve kola içtik.
Örnek: Çorbaya biraz tuz katıldı, sonra da içildi.
Açıklama: Özne eksikliği var çünkü ilk cümledeki “biraz tuz” öznesi ikinci cümleye uygun değil. “içildi” sözcüğünden önce “çorba” öznesi gelmeli
Düzeltme: Çorbaya biraz tuz katıldı, sonra da çorba içildi.
Örnek: Kitaplar yalnızlığımı alır, bu nedenle okumayı severim.
Açıklama: Nesne eksikliği var. “okumayı” sözcüğünden önce “kitap” sözcüğü gelmeli.
Düzeltme: Kitaplar yalnızlığımı alır, bu nedenle kitap okumayı severim.
Örnek: İşlerine hep önem verir, iş yerine geç gelmezdi.
Açıklama: İlk cümledeki “hep” zarfı olumlu yüklemlerle uyum içindedir. İkinci cümlenin yüklemi olumsuz olduğu için ona uygun bir zarfın gelmesi gerekir.
Düzeltme: İşlerine hep önem verir, iş yerine hiç geç gelmezdi.
Taktik: Öge eksikliğinde genellikle ortak kullanılan ögeye odaklanmak gerekir. Böyle bir öge diğer cümle için kullanılamıyorsa, anlamda bozulmaya sebep oluyorsa sebebi bellidir. Bundan sonra hangi eki ya da sözcüğü alması gerektiğini bulmanız gerekir. Böylece hangi öge olduğu ortaya çıkar.
Not: Öge eksikliği sıralı ya da bağlı cümlelerin dışında özellikle birden fazla yan cümlenin olduğu cümlelerde de görülebilir. Örneğin “Mağazaya girmesiyle çıkması bir oldu.” tek yüklemli ama iki yan cümlesi bulunan (girmesiyle, çıkması) bu cümlede yan cümleye bağlı yer tamlayıcısı eksiktir. “Mağazaya girmesi” ifadesi doğru ancak “Mağazaya çıkması” yanlıştır.
Düzeltme: Mağazaya girmesiyle mağazadan çıkması bir oldu.
Sıkça Sorulan Sorular
Yüklem eksikliği bazen anlatım bozukluğuna neden olmaz çünkü yazar metnin devamını okurun hayal gücüne bırakabilir.
Örnekler:
Otobüste kek ve meyve suyu içtik. (Kek içilmeyeceği için yüklem eksikliği bulunur.)
Muavin az sonra elindeki tepside kek, meyve suyu… (Anlamca tamamlanmamış bir cümle, devamı okura bırakışmış.)
Yüklem hatasıdır çünkü yüklemi olup ek eylem yüzünden anlam karışıklığına neden olmuştur.
Ögenin gereksiz kullanımıdır, duruluğa aykırıdır.
Örneğin: “Odasını topladı ve odasını temizledi.” cümlesinde “odasını” sözcüğü iki kes kullanılmış. İkinci cümlede olmasına gerek yok.
Düzeltme: Odasını topladı ve temizledi.
Temel ögeler: yüklem ve özne
Yardımcı ögeler: nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci ve edatlı tümleç
Toplam 6 öge vardır.
Cümle dışı unsurlardır. Bunlar herhangi bir ögeyi açıklamaz ve bir öge olarak değerlendirilmez. Genellikle seslenme, hitap, ünlem gibi sözcüklerden oluşur.